İslâm’da İbadetin Tanımı ve Çeşitleri




Prof.Dr. Recep CİCİ

Prof.Dr. Recep CİCİ

GİRİŞ

→ İlimsiz din olmaz, belki dinsiz ilim olur ama eksik olur, kâmil olmaz.

→ İlk emir:  “Oku” [Alâk suresi, ilk ayetler]

     Son uyarı: “Yeniden cahiliye adetlerine dönmedikçe bir daha şeytan buraya/Mekke’ye giremeyecektir ” [Veda hutbesi].

→ Din, Yesrib’i Medine yaptı.

     Medine    – dinin hükümran olduğu, yaşandığı yer,

– medeniyet şehri/kenti,

– hak, alacak ve borçların adalet ve hakkaniyete göre tevzi edildiği mekândır.

→ Dünyayı Medine’leştirmek/Cennetin yolu Medine’den geçer.

                                                                                       –imanlı her gönül Medine’dir                                                                                  

                                                                  –imanlı insanların oturduğu her şehir Medine’dir,

                                    –imanlı insanların oluşturduğu her ülke Medine’dir.

— Dinin kaynağı ilahi / vahiy, muhatabı ise insandır. İnsan kendini yani atasını/Adem’i keşfetmelidir.

  • Alak suresinin ilk ayetlerinde özellikle insanın konu edilmesi çok anlamlıdır. Bir bakıma insanın kendisini keşfetmesi için bir ilk adımdır, ilk yardımdır denebilir. Burada “Yaratan Rabb’inin adıyla oku” buyruğunun ardından   – insanın embriyodan yaratıldığı,

                                                      – kalem ile yazmanın ve 

                                       — bilmediğinin öğretildiği belirtilmiştir. 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِى خَلَقَ خَلَقَ اْلاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ اِقْرَاْ وَرَبُّكَ اْلاَكْرَمُ اَلَّذِى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ عَلَّمَ اْلاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ كَلاَّ اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَيَطْغَى اَنْ رَاَهُ اسْتَغْنَى

— Meşhur Yunus Emre’miz de bu gerçeği ne güzel dile getirir:

“İlim ilim bilmektir

                           İlim kendin bilmektir

                           Sen kendini bilmezsen

                           Bu nice okumaktır”.                        

— Bu anlamda şöyle bir kelâm-ı kibâr da vardır: Kendini bilen Allah’ı bilir.

— Din/İslâm, insanın   – gönlünü iman / tevhid ile,

                                        – dünyasını – ibadetle  ve emir  ve yasaklarla şekillendirmeyi hedefler.

— Kur’an’a göre imanın yalnız bir gönül işi olmadığı, onunla beraber şekillenmesi istenen bir

  • dünya hayatı,
  • bir dünya görüşü,
  • yani ibadetlerin de bulunması gerektiği anlaşılmaktadır.

— İbadetler – kul ile Allah arasında kalan

                    – ferdin yaratanına karşı duyduğu   – saygı

                                                                             – itaat ve

                                                                             – ta’zimi simgeleyen birer davranış gibi görünse de,

                                                                 – kişilik eğitiminin

                                                                      – insan ilişkilerinin ve

                                                                       –toplumsal yapının iyileştirmesini sağlayan bir fonksiyona sahiptir. 

İBADETİN TANIMI VE ÇEŞİTLERİ

  1. İBADETİN TANIMI

  İbadet sözlükte; itaat etmek, boyun eğmek, saygı sunmak, tevazu göstermek,

        Istılahta ise,     a)   Varlıkların kulluk ve iaatle, ilah tanıyarak Allah’a boyun eğmeleri veya

  1. Allah’a kulluğu, O’na mutlak itaat ve teslimiyeti gösteren zikirler ve hareketlerdir.

        İbadet kelimesi Kur’an’da çoğunlukla üç manada kullanılır.

  1. Kulluk
  2. Boyun eğmekle birlikte itaat (Şuara, 42/22)
  3. İlah tanımak.

        Kur’an’da dua, tesbih, nusuk, zikir, inâbe ve kurbet kelimeleri de ibadet karşılığı için kullanılır(Akyüz, I, 5)

  1. Dua: “Sizi ve Allah’tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb’ime ibadet ediyorum. Rabb’ime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum.” (Meryem, 19/48.);
  2. Tesbih: لِتُؤْمِنُوا بِاللهِ وَرَسُولِهِ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُ وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَصِيلاً (Feth, 48/9);
  3. Nusuk: قُلْ اِنَّ صَلاَتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ (En’am, 6/162);
  4. Zikir: فَاذْكُرُوا اللهَ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَيكُمْ (Bakara, 2/198);
  5. İnâbe: وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُوآ اِلَى اللهِ لَهُمُ الْبُشْرَى فَبَشِّرْ عِبَادِ (Zümer, 39/17).

       Kur’an’da “abd” kelimesi kök ve türevleriyle —  275 defa – 251 âyette ve 57 surede  geçmektedir. Bu surelerin 43’ü Mekkî, 14’ü Medenî’dir.

 

  1. İBADETİN ÇEŞİTLERİ
  2. Allah’a ibadet:
  3. a) Kâinatın ibadeti = (Canlı, cansız, ay, güneş, her şey…..)
  • Gökte – yerdeki her şeyin (hepsinin) Allah’a secde ettiği وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ (Rahman, 55/5), يُسَبِّحُ لَهُ السَّمَوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ وَلَكِنْ لاَ تَفْقَهُونَ تَسْبِيحَهُمْ اِنَّهُ كَانَ حَلِيمًا غَفُورًا (İsra, 17/44)
  • Yıldızlar, dağlar, hayvanlar (Hacc, 22/18),
  • Gökte bir dizi halinde uçan kuşlar (Nur, 24/41)
  • Şimşek ve gök gürültüsü (Ra’d, 13/15)
  • Temizleme özelliğine sahip su (Enfal, 8/11)
  • Melekler (Bakara, 2/30)

       Bunların ibadetleri “ibadet bi’t-teshîr” kabilindendir. Çünkü onların ibadetlerinde seçme yoktur (Akyüz, II, 6-7).

     “Hiçbir şey yoktur ki O’nu hamd ile tesbih etmesin. (Her şey O’nu hamd ile tesbih eder, fakat siz onların tesbihlerini anlıyamazsınız….)”

  1. b) İnsanın ibadeti: Esasında ibadet, insan ve cinlerin yaratılış sebebidir (Zariyat, 51/56).

—Genel olarak  yeryüzünde varlık üç grubta toplanır —– Canlılar, – Cansızlar, – Bitkiler.

Müslümanın ibadeti (özellik namazı) bütün bunların ibadetlerini toplayıp temsil eder. Yani = İnsanın ibadeti adeta kainatın ibadet modelidir.

Namazda   – Kıyam, dağlar gibi ayakta dikilmeyi

                    – Rüku, sair canlılar gibi eğilmiş bulunmayı

– Secde, bitkiler gibi yere kapanıp kalmayı ifade eder. Bunları çoğaltmak mümkündür.

İnsanın ibadeti “ibadet bi’l-ihtiyar” adım alır. (Akyüz, I, 7-8)

— İnsanın ibadetini geniş ve dar manada olmak üzere ikiye ayrılır.

  1. aa) Dar manada ibadet: Allah’a yaklaşmak için bir takım merasimleri ve hareketleri içeren namaz, oruç, zekât ve hacc gibi (bedeni, mali ve karma) ibadetlerdir.

Bu ibadetlerde şekil hakim olduğu için “ibadet-i mersûme” de denir. Demekki İslâm’da ibadet sadece şekil ve suretler, gösterişten oluşmuyor. İslam müslümanın kalbinde yer edip işlerini yönlendiren bir inanç, onu yönetip hayatına hakim olan bir sistemdir.

  1. bb) Geniş manada ibadet: وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

İslâm; ibadetlerin alanını sadece dört rükune hasretmeyip onları da içine alacak şekilde geniş tutmuştur. Buna göre; ilahi rızaya uygun veya başka bir deyişle Allah’ın rızasını kazandıracak her hareket, davranış, duyuş ve düşünce ibadettir. Cürcani’ye göre “Mükellefin Rabbı’na tazim olsun diye nefsinin istediğine aykırı hareket etmek”tir.

Allah’ın emir ve yasaklarını gözeterek; — Konuşmak, ticaret yapmak, yoldaki bir taşı kenara atıvermek, birisine iyi söz söylemek, bir hayvanı doyurmak veya ona su vermek, insanın derdine derman olmak, selam vermek, tebessüm etmek birer ibadettir. Böylece bütün hayat ibadete dönüşüyor.

* Kim itikafta iken kardeşinin ihtiyacını giderirse iki umre sevabı alır. Bu ibadeti terk değil daha önemli olan diğerine geçiştir (ibadetten ibadete geçiş).

* Güzel söz sadakadır.                                                            

  1. Tağuta İbadet: (Nisa 4/60)

İbadet Allah’ın hakkıdır ve O’ndan başkası ibadet edilmeye layık değildir (Fatiha, 1/4). O’ndan başkasına tapınmak küfür ve şirktir. 

                Allah dışındaki mabudlar; (Yani tağut adı ……..)  (Nahl, 16/36; Zümer, 39/17) 

  • öncelikle şeytan,
  • kendilerine ibadet ve ibadet edilmesini teşvik eden ve kendilerini Tağut kılan zenginler,
  • Allah’ın kitabını hiçe sayarak insanları icat ettikleri hayat düsturları ve yaşayış tarzına sürükleyen ileri gelenler,
  • kötü anlayışları dolayısıyla tabiat kanunu üzerinde ki koruyucu Rab’lıkta ortak edindikleri cin veya melekler,
  • mücerred şeytanın teşvikiyle heykel ve hayali kuvvetlerdir,

Kur’an’da Tağut, Allah’a karşı haddi aşan ve zülmeden her türlü üstünlük, otoride veyahut  her türlü başkanlık, liderlik ve kumandanlık manasına gelir. (Mevdûdî, Dört…., s.25). Taberi’ye göre: Mabud kim ve sebep ne olursa olsun, Allah’a karşı her isyan eden ve O’ndan başkasına tapan’dır. (Akyüz, I, 17-18)

III. İBADETİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

  1. Hakkullâh Oluşu:

İbadet Allah’ın Hakkıdır.  Yüce Allah inançta ortak (şerik) kabul etmediği gibi, ibadette de ortak kabul etmez. Bu, tevhidin de aslıdır.  Müşriklerle mücadele bu esasa dayanır.

Fatiha’da ilân ediyoruz:

  • Ubudiyet sadece Allah’a karşı yapılır. Gerçek özgürlüktür.
  • İnsan zirve + İslâm zirve = Gerçek barıştır. Barışmazsa kendi ruhunda kavgalıdır.

İbadetler  – Allah için

  – Cennet, Cehenem (Cennet dedikleri…)

  – Dünya için yapılır.

                Bu yüzden Fatiha okumak farz-vacip deniyor.

* Şükreden kul olmayayım mı?

*  Ehl-i dünya dünyada / Ehl-i ukba ukbada

    Her biri bir sevdada / Bana Allah’ım gerek

  1. Samîmilik/ihlas:

İbadet yalnızca Allah’a ve meşru şekilde yapılmalıdır.

      Bu da iki şekilde gerçekleşir:

  1. Allah’ın ve Resülün’ün meşru kıldığına ve çağırdığına bağlanma:

— İcabet hayattır (hayat vardır)

       — Kayıtlarla mesajlar verilmiştir.

  1. b) İcabette hâlis-samîmi olmak. — İhsân üzere, — Samîmi, huşû

                Bu yüzden maddi müeyyide kalmamış. Münafıklık söz konu olur.

                Riya ve kibir yok.

Müslüman Hindu’nun ilk kurbanı  “inek” olmalıdır (Mevdudi).

  1. Vahiy Kaynaklı Oluşu
  2. a) İbadetlerde değiştirme yoluna gidilmez.

— Vahyidir, sebepler verilir illetler değil  — namaz için vakit

                                                                           — oruç için Ramazan

  1. b)  İbadetler konusunda içtihad; anlama ve yorumlamaya yöneliktir.

                Kesin illet belli olmadığı için Şari’in emri üzere yapılır. Namaz kılıyor, ama fahşa ve münker de var.

                Azaltma-çoğaltma yapılamaz.

                Bilgi kaynakları     – Haber-i sadık- Vahiy= Kur’an ve Sünnet

   – Akıl

   – Havass-ı hamse (duyu organları)

»» Kuran-ı doğru okumak nasıl olur?  ALİ BULAÇ (“Fatiha’yı Doğru Okumak”) dır.

  1. Sünnete Uygunluk:

Resulullah’ın ibadetlerle ilgili tutum ve uygulaması yeterlidir. O her konuda olduğu gibi bu konuda da en güzel örnektir.

                O, hangi ibadetin nasıl yapılacağını ayrıntılarına kadar açıklamış ve yorumlamıştır.

                — Resulullah’ın bu konudaki otoritesi göz ardı edilerek örf-adetle, gelenekle ibadeti şekillendirmek sapmadır. İşte bid’at ve hurafeler başlar…. Zaten din, iyi örfüalır. Bu tavır, iyi niyetle de olsa yasaktır.

                Sapmalar nasıl başlar:     – Aşırılıklarla – 3. Sahabe örneği – Dünyayı terk

                                                           – ilavelerle – türbe namazı

                                                           – örneğe uyulmamakla – teravihler…hiç kılınmazsa mesul olmaz.

                                                       – hisleri akıl–vahyin önüne geçirmekle…Hz. Ömer örneği…

                *Hac için “Peygamberin takvası az imiş…”

                *Oruçta İdris Nebi’yi geçmek…”

                — Arzulanan insan (mü’min) ancak böyle olur.

  1. Süreklilik:

İbadetlerde devamlılık esastır. Kazanılanları kaybetmemek. Bazı işler zamanla sınırlı olabilir. Kulluk böyle değil. O, devamlı ve hayatla sınırlıdır.

                Hadis: “Amellerin Allah’a en sevimli olanı az da olsa devamlı yapılanıdır”.

Demekki, ibadetleri mevsimlik elbise gibi görmemek gerek. (Cuma gecesi, Bayram gecesi, Üç aylar, Ramazan). Devamlılığı Hac’tan sonra bırakalım anlayışı. Başarmanın yolu, azim ve duadır. Nitekim Yüce Allah Şöyle buyurur: “Rabbena latüziğ kulûbena…:Rabbimiz bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşdensin” (Al-i İmran, 3/8).

                — Kazananları kaybetmeme cehdi gerekir.

  1. Bölünmezlik:

İslâm’ı bölmemek, ibadetleri bölmemek gerekir, zira bir bütünüdür. İbadetlerin bölünmezliği ilkesi önemlidir. Namazıyla, orucuyla, zekâtıyla, haccıyla, emir ve yasaklarıyla dar ve geniş manada ibadetiyle bir bütündür. Belli ibadetleri kabul etmek, diğerlerini yapmamak veya hafife almak yanlıştır. Artırma, eksiltme yapılamaz……

Son derece namaz, oruç düşkünlüğü var ama zekat ve hac yok denecek kadar az. Oysa İslâm bir bütündür. 6236’ ayetin hepsinin muhatabıyız. Bütün kareleri doldurmak gerekir.

— 7 yaşımdan beri oruç tutarım ama bir defa alnımı secdeye koymadım.

Şimdi yanlış olan genel anlayış şudur: — İslâm = İbadet

                                                             — İbadet = Namaz + Oruç + Tesbih vs…..

  1. Fonksiyonellik:

 İbadetler hedeflere götürücü nitelikte olmalıdır. Bu sonuç gerçekleşmiyorsa yapılan işte (ibadette) bir ya da bir çok eksiklik var demektir. Bu da “Müslümanın işini sağlam ve kaliteli (güzel) yapması gerekir” ilkesine ters düşmektedir. Ayrıca ; —Namaz camide,

                                             —Oruç-Ramazanda; zamanı-ramazan kılmak

                                             —Hac-Mekkede kalmamalı; Kabe toprağı kılmak.

                İbadet tek başına amaç değil, daha üst gayeler için araçtır.

 — Takva – Oruç (………….), Namaz – Güzel ahlak.

Günde 40 defa Fatihayı  niçin diyoruz? Namazda değil sadece bütün hayatta olmalı.

       —  Hanefilere göre -vacip

            Cumhura göre   -farz

  1. Fıtrilik:

İnsan sonuçta yapısında bulunan ibadet etme fıtratını/olgusunu değişik şekillerde ortaya koyar;

                    Yani kimi –     kula

  • nefsine
  • dünya menfaatlerine
  • gerçek diye tanıdığı hayal ve ideolojiye
  • batıl mabudlara
  • yeğane mabud olan Allah’a olmak üzere;

Kafiri – mü’mini, fasıkı – abidi, iyisi – kötüsü, maddecisi – ruhçusu ile bütünü insanlar mutlaka ibadet etmektedirler. İşte İslâm’ın gayesi, insanı bütün batıl inanç ve kulluklardan kurtarmak onun Allah’a bağlanmasını, O’nu tanımasını, yalnızca O’na ibadet etmesini sağlamak suretiyle onu gerçek hürriyete kavuşturmaktır.

  • Gerçek hürriyet “mutlak hür” olana bağlanmakla mümkündür.
  • İnsan varlıkta, İslâm dinlerde zirvedir. Dolayısıyla bu ikisi barışık olmalıdır.
  • İnsan İslâmla barışmadıkça kendi içinde kavgalı sayılır. Çünkü fıtrata aykırı hareket etmiştir.

                Dolayısıyla insanlara ibadetleri yapma fırsatı verilmeli. Yaratıcı olarak Allah’ın bir hakkı, yaratılan olarak bir fıtrat işi olan ibadet yaşamın bütün safhalarında dikkate alınmalı, insanlara bu fırsat ve imkân verilmelidir. Bu aynı zamanda din ve inanç özgürlüğünün Anayasada da yer alan tabii sonucudur.

                Bir amir, bir memur, bir işçi vs. en az farz olan ibadetleri yapabilmelidir. Günümüzde bu husus sadece göz yummakla sağlanabiliyor. Nice yerlerde insan sağlığını tehdit eden sigara için mekanlar tahsis edilirken, ibadet için hala böyle imkan söz konusu değildir.

  1. İradilik ve Bilinçlilik:

 İradîlik: İnsanın fiil ve hareketlerini anlamlı kılan şuurlu bir iradenin eseri oluşlarıdır.

                — İrade kullanılarak – ibadet etmeyi de – terk etmeyi de – tercih edebilir.

                İradilik , ibadetin ihlasla, gönül huzuruyla yapılmasını sağlamaktadır.

  • İradilik ile derûnilik içiçedir. Zorlama ile yapılan ibadetlerde derûnilik de iradilik de zedelenmektedir.

— İbadet Allah’a karşı yapılması gereken görev ise müeyyidesi de manevi olmalıdır. İki yüzlülük olur?

Hanefiler, hapis öngörürler…. doğru mu?

Bilinçlilik

İbadet;       –    Allah’a kulluk (taat-kurbet) bilinçiyle yapılmalıdır

  • sürekli tekrarlanan eylemler zamanla alışkanlıklara dönüşür, temel amacı kaybeder
  • burada niyet esastır
  1. Yeterlilik:

 İtaat istitaati gerektirir.

  • meşakkat varsa ruhsat da vardır,
  • ibadetlerin ifasına güç yetirilebilmelidir.

İslâm fıkhında ;

  • ibadetle yükümlü olmak için gerekli olan şartlara  – vücûb şartları
  • ifa edilenin geçerliliği için aranan şartlara – sıhhat şartları  

      genel yükümlülük şartları: – akıl

                                                      – baliğ

                                                      – müslüman olmak

                                                      – ifaya güç yetirebilmek

İbadetlere göre artı özel şartlar aranır:

  • Cuma için, mukim, hür, erkek
  • Zekatta, belli miktar mal
  • Hac, ekonomik yeterlilik

–İbadet yükümlülüğünün doğması / vucûb sebebi farklı farklıdır.

                Namazda – vaktin girmesi

  1. Hareketlerin Sembolik Oluşu:

İbadetlerin şekil boyutunu oluşturan hareketler semboliktir.

       Bu durum  – akıl dışılık değil, – akıl üstülük olarak kabul edilmelidir. Emir ve yasakların, ibadetlerin amaç ve hikmetleri – zihin / zekâ modlarıyla her zaman algılanamaz.

 

  • PAYLAŞ